İlk kez yurtdışına çıkışınızı düşünün. Vizesinden konaklamasına, nereleri gezilir araştırmalarından, hava alanından otele nasıl geçeceğiniz sorusuna kadar ne kadar zorlandığınızı ve heyecanınızı düşünün.

Gezecegiz.Com ailesine yeni katılan Resat Dişbudak ,  ilk kez yurtdışına çıkışının hikayesini bu yazı dizisinde anlatıyor. Üstelik Reşat, kısıtlı ingilizcesi ile, kısıtlı bir bütçe ile gerçekleştirdiği bu baştan başa İtalya seyahatini,  pek çoğumuz için en zor yoldan yani ;Motosikleti ile yapıyor, Camping’lerde konaklıyor, motosikletini RO-RO gemisi ile gönderiyor.

Soluksuz okuyacağınız bu 5  bölümlük yazı dizisinde ,  pek çok tüyo’nun yanı sıra ,  Biraz cesaret ve istekle nelerin başarılabileceğini yeni bir gezgin’in kaleminden okuyacağız.

Reşat’a aramıza hoşgeldin diyor, okurlarımıza ilham vermesini diliyoruz.

Gezeceğiz.Com Ekibi

 

5.Bölüm ve Son

”Zor Yolculuk, Keyifli Yunanistan”

 

Igoumenitsa’ya uykusuz bir feribot yolculuğu sonrası , gece yolculuğu ile Kavala durağı için otoban’a girdim. Bir süre sonra Motosikletin benzini yavaş yavaş bitmeye başlamıştı. İlk otoyol gişesine kadar bir benzinlik göremeyince yavaş yavaş stresi basmaya başladı tabi. Gişede çalışan bayana benzin istasyonu nerede diye sordum ( Yunanistan otobanında gişelerde bayanlar çalışıyor sebebini anlamadım.) bana gülümsedi ve otoban üzerinde bir benzin istasyonu olmadığını söyledi. Bende kendisine tatlı tatlı gülümsedim .Bir kalem kağıt aldı ve birşeyler yazdı. Elime tutuşturduğu bu kağıtta Ioannina yazıyordu. Sonrasında bana otoban üzerinde benzin istasyonu olmadığını, en yakın Ioannina’da olduğunu ve otobandan çıkarak şehir içinde girmem gerektiğini anlattı. Artık navigasyonda yeni rotamız Ioannina’ydı..Biraz ilerledikten sonra exit tabelasından çıkıp Ioannina’ya girdim. Benzinliklerin hemen hepsi kapalı. Sanırım gece geç saat olduğu için açık benzinlik bulamadım.. Bir restorantın önünde durup sormak üzereyken ‘Selamın Aleyküm abi, hayırlı ramazanlar’ diyerek yaklaşan biri çıkıverdi.

Plakam’dan İstanbul’lu olduğumu anlayan bu arkadaşla sohpete başladık. Biraz konuşunca  Filistinli olduğunu Türkçe’yi istanbul’da bir süre geçirdiğinde öğrendiğini söyledi. Açık bir benzinlik tarifi almaya çalışırken etrafıma meraklı insanlar toplandı.Biraz gece sohpetini ve kalabalığın niye toplandığını düşünmek istemeden:)  vedalaşıp hareket ettim. Tarif edilen benzinliğe geldiğimde kafası güzel iki genç benzinlik hoparlörlerinden hardrock dinliyorlardı. Bana aydan gelmiş astronot muamelesi yapıyorlardı. Ayakta bile duramayan bu arkadaşların beni nasıl görebildiklerini dahi kestiremiyordum. Motosikletin üstündeki navigasyonu ve kaskımda bulunan intercomu görüp woooowwww gibi sesler çıkarıyorlardı. Bu kafası güzel arkadaşlarla vedalaşıp tekrar yoluma koyuldum. Tabi ki tekrar bir otoban gişesi ve yine ödeme… Sonra fark ettim ki, yollarda sürekli exit tabelası ve otobana giriş gişesi var yani otobandan çıkmak diye bir şey yok sürekli giriş var, sürekli ödeme olayı…

Uykusuz, yorgun yola devam ederken, yolda bir süre sonra havanın sıcaklığı oldukça düşmeye başladı, hatta kış geldi diyebilirim. Limandan sadece polar ile çıktığım bu yolda her 20 km’de bir durdum çünkü Haziran ayında kara kış sanki bana gülümsüyordu. 20 km aralıklarla önce motor montunu, termal içliği, motor pantolonunu, botlarını ve en son içime polarla beraber motor montunu giyerek ideal sürüş sıcaklığına eriştim. (Allahtan bu kıyafetleri almışım) Üzerime bir kıyafet giydiğim her 20 km’de bir hem bu duruma gülüyordum hem de sıcaktan tatil boyunca t-shirt ile geçirdiğim günlerimi düşünüyordum. Biraz ısındıktan snra artık bana durmak yoktu ve hiç durmadan 350 km Selanik’e kadar geldim.

DSC_0728
Kavala yolunda.

Bu yolu hiç bir zaman nasıl geldiğimi anlatamayacağım çünkü hatırlamıyorum. Şimdi düşününce yaptığımın yanlış olduğunu, uykusuz bu yolu almamam gerektiğini  kabul ediyorum.Fakat bazı anlar vardır ki aksiyona geçmeniz gerekir.Benim için aileme kavuşma motivasyonu en büyük etken oldu.. Kendimi dinlendireceğim bir yer maalesef bulamadım çünkü liman çıkışı direk otobana bağlanıyordu. Otoban boyunca kendime mola verebileceğim bir yer bulamadığım ve tek olduğum için yavaş yavaş ve dikkatli bir şekilde bu yolu bitirdim.Motosiklet kullananlar bilir, motosiklette sürüş dikkati , arabaya göre 4 kat daha fazla olmalı. Uykusuzluk ve yorgunlukla mücadele ettiğim bu yolu alırken gerçekten ciddi şekilde zorlandığımı belirtmeliyim. Umarım bu anlattıklarımla sizlere tecrübelerimi aktarabilmiş olurum.

Ek olarak bu rotada  navigasyonum bozuldu ve bir daha çalışmadı. Neyse ki artık ihtiyacım yoktu ve otoban beni Kavala’ya kadar götürecekti. Tekrar belirtmek istiyorum, eğer navigasyonum Amalfi-Brindisi hattında acele ile giderken bozulsaydı çok zor zamanlar geçirebilirdim. Buradan aldığım tecrübe; böyle bir tura çıkarken mutlaka ya sağlam bir navigasyon cihazı ile gelinmeli ya da yedek navigasyon cihazı alınmalı.

DSC_0727
Kavala yolunda

Kavala’ya 100 km kala güneş doğudan ve tam karşımdan yükselip göz bebeklerimin içine girerken İtalya’nın bir kasabasında düşürdüğüm Güneş gözlüğümü arar olmuştum.. Aynı zamanda hava ısındıkça üzerimdeki kıyafetleri teker teker çıkarmaya da başlamıştım.  Artık bir an önce Kavala’ya ulaşıp ablam ve eniştemle yapacağım kahvaltının hayali ile yol alıyordum. 480. KM sonunda kaldıkları otele ulaştım ve bu yolu sağ salim bitirebildiğim için Allah’a şükür ettim. Ablamın ve eniştemin beni gördükleri anda yüzlerindeki endişeyi, mutluluğu, üzüntüyü ve benimle gurur duyan bakışlarını hiçbir zaman unutamayacağım:)

 

 

IMG-20140705-WA0006Yorgunluktan olsa gerek diye düşünüyorum, bu güzel kahvaltıyı tam olarak yapamadan hemen motosikletlere atlayıp kendimizi Thasos yolunda bulduk. Farkındaysanız çoğul yazabiliyorum , çünkü artık tek değilim. Kavala’nın içinden, Thasos’a 2 saatte bir feribot kalkmakta fakat biz Thasos ‘a 13 km uzaklıktaki Keramoti’den feribota binme kararı aldık. Çünkü Keramoti’den kalkan feribotlar dolduğu zamanda kalkıyor ve çok daha kısa zamanda geçiyordu.

IMG-20140705-WA0000Keramoti’ye giderken yolda küçük bir şansızlık bizi bekliyordu. Eniştemin kullandığı motosikletin arka lastiği patladı ve uzun bir süre (yaklaşık 2 saat kadar) burada vakit kaybettik. Yol kenarında elimizdeki lastik tamit takımları ile tamir etmek istedik fakat lastikteki hasar epeyce büyük olduğundan dolayı tamir takımları onarım için yeterli olamadı. Yakında bulunan bir benzinliğe motosikletleri çektik ve bir kaç tamir denemesinden sonra bunu kendi imkanlarımızla yapamayacağımızı anladık. Zaman olarak tehlikeli bir saatteydik , çünkü Yunanistan’daki işyerleri , cumartesi günleri öğleden sonra Siesta için kapatıyorlardı ve Pazartesi günü açıyorlardı. Tam çaresiz kaldığımızı düşündüğümüz bir esnada şans yine yüzümüze güldü ve benzinlik çalışanı bizi 3 km ötedeki tamirciye yönlendirdi. Eniştem, lastiğe olması gerekenden fazla hava basarak tamirciye ulaşmaya çalıştı ve biz de ablamla benzinlikte onu beklemeye başladık.  Sonradan öğrendiğimize göre, eniştemin gittiği tamirci , lastiği tamir edemeyeceğini fakat bir tanıdığına lastik sorabileceğini belirtiyor. Aranan tanıdık, önce telefonlara cevap vermiyor, ümitlerin kesildiği anda, tanıdık lastikçi geri dönüyor ve sorundan bahsediliğinde ise, elinde tesadüfen BMW 1200RT için uygun bir çıkma lastik olduğunu belirtiyordu. Eniştem ; geldiğinde mutluluk ve heyecanla bize bu gelişmeleri anattı.Bu tamirciye doğru tekrar yola çıkmadan önce, arka lastiğin hava kaçırdığını anladık ve 40-50 bar hava basarak , lastik hava kaçıra kaçıra,çıkma lastiği bulabileceği dükkana gitmek üzere eniştem yola çıktı.Aradan yarım saat sonra tam ablamı da alıp Türkiye’ye dönme planları yaparken eniştem sağsalim ve sorunsuz şekilde yanımıza geldi. Buraya yolunuz düşer ve başınız derde düşer ise  (Tabi inşallah düşmez) Chrysoupoli’deki Motosikletçi Hacı Vasiliyadis’in haritadaki yerini de işaretleyelim.

Artık Keramoti-Thassos feribotuna ulaşabilmek için bir sıkıntımız kalmamıştı.

P1200834                   IMG-20140710-WA0012

 

IMG-20140705-WA0001Feribottan tek hatırladığım,  feribota bindiğim, bir yere oturduğum ve sonra da kalkıp motosiklete bindiğimdir. Bulduğum yerde nasıl bir sızdıysam, sonuna kadar uyumuştum.
Thasos’da motosiklerle mini bir ada turu attıktan sonra , La Scala Beach isimli sahilde serinlemek ve dinlenmek üzere durduk. Thasos ‘da yer alan koylar muhteşem ve çok gezilesi. Gidilecebilecek tüm koylara gidilmeli ve tüm o cennet koylarda yüzülmeli. Eğer gittiğinizde vakit bulabilirseniz, tek bir yere bağlı kalmadan tüm o koylara girip çıkmalısınız.

IMG-20140705-WA0027Sahilde biraz vakit geçirdikten sonra o gece konaklayacağımız ve adanın arka tarafında otelin bulunduğu Limenaria’ya ulaşmıştık.  Otel denize sıfır bir konumda olup, gerek temizliği, gerek çalışanları konusunda bizi çok memnun eden bir moteldi. IMG-20140705-WA0026Hazırlandıktan sonra kendimize bir akşam yemeği ödülü vermeliydik ve otele çok yakında konumda bulunan Mouragio restorantına süper  ve Türkiye’ye göre hatrı sayılır derecede ucuz deniz ürünleri ağırlıklı s,parişlerimiz ile mideleri şenlendirdik. Bu son alşam yemeği muhteşemdi diyebilirim. Gecenin sonunda ise dinlenmek üzere otele dönmek zorundaydık ,  39 saatlik uykusuzluğun üstüne artık dinlenilmeliydi.

”Artık dönmek lazım”

DSC_0734Ertesi gün yaklaşık 450 km’lik uzunca bir Türkiye yolu bizi bekliyordu. Sabah otelde kahvaltı ardından 11.00 gibi otelden çıkış yaptık , Thasos’a veda etmeden önce, elimizden geldiğince koylarını keşmetmeye çalıştık.Buraya bir daha gelinmeli notumuz ile birlikte…

 

 

 

 

 

IMG-20140705-WA0017  IMG-20140705-WA0015

Tekrar feribotla Keramoti’ye geçip, oradan sınıra doğru yol almaya başladık.Egnatia Odos otobanı gayet kaliteli bir yol.130 km hız limiti var.

IMGP0058 IMGP0053 IMGP0044

Türkiye’ye geçmeden hemen önce Dedeağaç’ta bir yemek molası verelim dedik.Sahilde Fener’in karşısında güzel bir burger yerken 10 gün sonra telefonum ilk defa Turkcell sinyalini almaya başlamıştı. Fazla vakit kaybetmeden yola koyulduk. Kısa bir sürüş ardından İpsala’ya geldiğimizi uzakta dalgalanan Türk bayrağını görünce anladık. Gümrük kapısında yine motosiklet kullanmanın avantajıyla, uzun kuyrukların önüne geçerek Türkiye’ye giriş yaptık.

DSC_0740

Artık turun başından beri hayalini kurduğum fotoğrafı çektirmek için, ‘Türkiye’ye Hoşgeldiniz’  tabelası önündeydik.

IMG_20140706_181046

İstanbul’a kadar kesintisiz bir sürüş yaptık. Bu güzel tatili bir güzel yorgunluk birası ile taçlandırmam gerektiğini düşündüm ve her zaman olduğu gibi Kadıköy-Biberr Cafe’nin yolunu tuttum. Burada biramı yudumlarken bir hafta boyunca yaşadığım her kare gözlerimden film şeridi gibi aktı geçti. Bu anlar yorgunluğun üzerime çöktüğü fakat keyfine doyulamayan anlardı.

DSC_0754Evimin kapısına geldiğimde göstergede 3165 km yazıyordu. Tam olarak Trieste Limanı’ndan evimin kapısına kadar aldığım yol bu kadardı.

Turun Sonunda kazanımlarıma baktığımda,
Bir şeyi gerçekten isteyince , bunu başarabileceğime dair güvenim tazelendi.

Yalnız olmam, dil bilmemem ve ilk defa yurt dışına çıkmam gibi dezavantajlarıma rağmen çok keyif aldığım kendim için mükemmel bir tatil oldu.

Yaşadığım olumlu/olumsuz her konu, bana birer deneyim olarak yanıma kar kaldı.

Böyle bir tecrübeden sonra , artık böyle turu tekrar yapmam için bana kılavuz oldu ve cesaret verdi.

Bu tatilde genel olarak yalnız olduğumdan dolayı çok keyifli zamanlar da geçirdim. İstediğim yer yerde ve her şekilde konakladım, durdum, vakit geçirdim. Tabir-i caizse kafama nasıl estiyse öyle davrandım. Uzun zamandır böylesine keyif almamıştım. Eğer böyle bir tatili yapmaya cesaret edecek arkadaşlarınız yoksa, inanın böylesini de (Yanlız) yapmanızı şiddetle tavsiye ederim.
Şu andan sonra artık yeni rotalar çizmeye başladım. Maddi ve manevi bir engel olmadığı sürece de bu rotaları çizmeye ve hayata geçirmeye devam edeceğim.
‘Ben gidiyorum’ kelimesi ağzımdan çıktığı andan itibaren, bana olan inancını, güvenini ve yardımlarını esirgemeyen sevgili eniştem Anıl Tanrıverdi ‘ye , vize alımı hakkında ve yurt dışı tecrübelerinden edindiği bilgileri paylaşma konusunda Erkut Minez ‘e , bu işi yapmamı çok isteyen ve bana inanan Erhan Tatlıcı’ya , ablam ve annemin de bitmeyen sabırlarına sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Ve tabiki bu turu yaparken beni birebir takip eden ve bu yazımı sabırla sonuna kadar okuyan siz gezeceğiz.com okurlarına en içten teşekkürlerimle..

Sevgilerimle;
Reşat Dişbudak

 

Motosiklet İle İtalya Turu Masrafları:

Toplam Yol: 3165 km

Toplam yakıt: 12 depo (12*20lt) benzin – 1.200 TL
(Not: Sürüş esnasında motorumun yakıt tüketiminde bir sıkıntı olduğunu anlamıştım ama Türkiye’ye döndüğümde öğrendim.Dolayısıyla fazla yakıt tüketmiş oldum. )

Floransa-Roma otoban : 15 eu

Roma-Napoli otoban : 18 eu

Çadır konaklama toplam 5 gece : 125 Eu

Türkiye- Trieste feribot : 183 eu + 50 eu Trieste liman ücreti

Brindisi-İgomenitsa feribot: 84 eu

Yeme-içme : 300 Eu

Motosiklet ile İtalya Turu Bölümleri:

Bölüm 1 ¦ Bölüm 2 ¦ Bölüm 3 ¦ Bölüm 4 ¦ Bölüm 5

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir