Konya ’ya gitmek için 10 neden

1- Mevlana Müzesi

Mevlana Müzesi
Mevlana Müzesi

Hoşgörü ve gerçek aşk dendiğinde akla ilk gelen Mevlana’nın felsefesini anlamak ve ona yakın olabilmek için Konya’ya geldiginizde ziyaret etmeniz gereken ilk yer kesinlikle Mevlana Müzesi.

Türbenin yeri eskiden Gül bahçesiymiş. Rivayete göre ; Mevlâna’nın babası Sultan-ül Ulema hayatta iken Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat ile burada yürürken, “Buraya gelince torunlarımın kokusunu duyuyorum” demişti. Bu söz üzerine Alâeddin Keykubat’da bu bahçeyi Sultan-ül Ulema’ya hediye etmiştir.

Türbe kapısından Tilavet Odası diye isimlendirilen, daha önce Bevvap (kapıcı) ve Dervişlerin kuran okuduğu, kubbeli küçük bir salona geçilmektedir. Buradan üzeri gümüş levhalarla kaplanmış ceviz ağacından, Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa’nın oğlu Hasan Paşa’nın yaptırdığı gümüş bir kapı ileHuzur-u Pir denilen türbe salonuna girilmektedir. Bu salon üç kubbe ile örtülü olup, aşıklar girişi (dahil-i uşşak) ismini almıştır. Bu salonun sağında ve karşısında iki kubbenin örttüğü ve mezar sandukalarının bulunduğu bir set ile karşısındaki iki kubbeli ikinci sete ve Mevlana’nın üzerindeki yeşil kubbeye Kıbab’ül-Aktab (kutupların kubbeleri) ismi verilmiştir. Salonun solunda semahane ve mescidi bir birinden ayıran kemerlerin altındaki sette de ikişer sıra halinde altı sanduka yerleştirilmiştir. Bu altı mezarın Mevlana ve babası ile birlikte Belh’ten Konya’ya göçen dervişlere ait olduğu söylenmektedir.

2- Konya Tropikal Kelebek Bahçesi

Konya Tropikal Kelebek Bahçesi
Konya Tropikal Kelebek Bahçesi

Konya Tropikal Kelebek Bahçesi 20’nin üzerinde çeşit 5000’in üzerinde kelebek sayısı ve 1600 metrekare ile Avrupa’nın en büyük uçuş alanına sahip bahçesi ünvanına sahip. Ayrıca yine Kelebekler bahçesinde 98 farklı türe ait 20000 adet de bitki çeşidi bulunuyor. Konya denince akla ilk olarak Mevlana Müzesinin geldiği bir ortamda böyle farklı ve dikkat çekici güzel organizasyonların olması Selçuklu belediyesinin de güzel bir vizyonu olduğunun göstergesi.

Tropikal kelebek bahcesi
Tropikal kelebek bahcesi

Bahçenin bölümlerine baktığınızda Yumurta Köşkleri ,Kelebeğin kozadan doğuş öyküsünün yaşandığı bölüm, Kelebeğin yaşam döngüsünün anlatıldığı bölüm, Böcek sineması , Böcek Köyü ve Kelebek Müzesinden oluşmakta. Bahçeye geldğinizde 30 derece sıcaklık ve %80’in üzerinde nemli bir ortamı ile de gerçekten çok etkileyici . Kendinizi sanki tropikal bir ormanda geziyormuş gibi bir his uyandırıyor. Ayrıca burada dünyanın en büyük kelebek türü olan Atlas’ı da canlı olarak görebilirsiniz.

Konya Tropikal Kelebek Bahçesinde dünyanın en büyük kelebeği : Atlas
Konya Tropikal Kelebek Bahçesinde dünyanın en büyük kelebeği : Atlas

Konya’ya geldiğinizde hem sizin hem de özellikle çocuklarla (inanılmaz ilgisini çekiyor) mutlaka ziyaret etmeniz gereken bir yer.

Konya Tropikal Kelebek Bahçesi
Konya Tropikal Kelebek Bahçesi

Konya Tropikal Kelebekler Bahçesi ile ilgili daha detaylı bilgi almak için  http://www.konyakelebeklervadisi.com/ adresine ve yazdığımız Konya Tropikal Kelebek Bahçesi yazımıza tıklayabilirsiniz.

3- İplikçi Camii

İplikçi Camii
İplikçi Camii

İplikçi Camii’nin tarihimizde birçok önemi bulunuyor. Bunlardan bir tanesi Anadolu Selçuklularının ilk medresesi olması. Ikincisi ise Hz.Mevlana’nın bu camii’de vaaz verdiği söyleniyor.Üçüncüsü ise bahçesindeki şadırvan. Şadırvan 8 adet sütundan oluşan bir yapıya sahip. Bu sütunlara karşılıklı olarak iki kişi konuştuğunda ses sanki hoparlörden geliyormuş gibi kulağınızdan geliyor. Inanılmaz bir akustik var. Gittiğinizde normalde bakımsız gibi duran bu şadırvanda ses testini mutlaka yapın , kulaklarınıza inanamayacaksınız. Cami 1202 yılında inşa edilmiş. Yani Mimar Sinan’dan bile neredeyse 300 küsür yıl önce. O zaman böyle bir akustik yaratılması hakikaten inanılmaz.

Her ne kadar Cami iplikçiler çarşısında bulunduğu için İplikçi Camii adını almış olduğu söylense de  adının neden İplikçi olduğu ile ilgili bir efsane bulunuyor. İnce Minareli camini yaptıran kişi sevabını sadece kendisi kazanmak istediği bir cami yaptırmak ister. Başlar inşaat yapılmaya. İşçilere de kesinlikle kimseden yardım almamalarını özellikle dikkat çeker. Yapım devam ederken bir kadın gelmiş ve camiye yardım etmek istediğini söylese de işçiler kesinlikle yardım kabul edemediklerini iletmişler. Kadın her gün gelip yardım etmek istese de asla kabul edilmezmiş. Kadın bu arada geçimini iplik bükerek sağlarmış. Bir gece büktüğü iplikleri kırparak kimse görmeden duvarın harcına karıştırmış. Cami tamamlandıktan sonra camiyi yaptıran ve sevabını da sadece kendisine olacağını düşünen adam rüyasında bir Pir görmüş ve o caminin sevabı sadece sana yazılmadı harca ipliği karıştıran kadına yazıldı demiş. Ne kadar doğru bilinmes ama böylelikle Caminin adı İplikçi camii olarak kaldığı söylenir.

4- Aziziye Camii

aziziye-camii

Cami Mevlana Müzesinin tam karşısındaki çarşıda bulunuyor. Gerçekten eşine az rastlanır fenerli şerefeleri bulunan camiiyi Osmanlı padişahı sultan 4. Mehmet’in yakın arkadaşı olarak bilinen Damat Mustafa paşa tarafından yapılmış ve adına yüksek camii de denmiştir. Camiye dışardan baktığınızda ilk göze çarpan detay pencereleri kapısından büyük (hatta oldukça büyük) olduğu dikkatinizi direkt çekiyor. Konya’ya da bulunan camilerin birçoğunda genelde Selçuklu Mimarisi göze çarparken Aziziye camii bunlardan farklılığı ve sadeliği ile de öne çıkıyor.

5- Sille

Sille
Sille

Sille, Milattan Önce 8-7. Yüzyılda Frig uygarlığına ait kalıntıların işaret ettiği çok eski bir yerleşim yeri. Bölge Efes’ten doğuya doğru giden  kralın rotası olması sebebiyle oradaki yapıdan da etkilendiği düşünülüyor. M.S. 4.yüzyılda ise Efes artık eski önemini kaybederek Bizans’ın başkenti Istanbul’un önem kazanması ile Kudüs’e hacca giden hacılar için burası uğrak noktası olmuş. Bu dönemden geriye kalan bir çok mimari eser de kalmış. Bunlardan en önemlileri şöyle ; Gevale Kalesi , Ak Camii , Çay Camii , Karataş Camii , Kurtuluş Camii , Kayabaşı Camii ve ,orta ,Mahalle Camii ve Aya Elenia Müzesi.

Sille’ye geldiğinizde eski mimariden etkilerini hissederken otatantik cafelerinde de yorgunluğunuzu atabilirsiniz.

6- Karatay Müzesi

Karatay Müzesi
Karatay Müzesi

Karatay Medresesi, Sultan II. İzzeddin Keykavus Devrinde, Emir Celaleddin Karatay tarafından, 1251 yılında yaptırılmıştır. Anadolu Selçuklu Devri çini işçiliğinde önemli yeri bulunan Karatay Medresesi 1955 yılında “Çini Eserler Müzesi” olarak ziyarete açılmıştır.Müzede Konya ve yöresinde bulunan Selçuklu döneminden itibaren günümüze gelmiş çini ve seramik tabaklar, kandiller bulunmaktadır.

Selçuklu’nun matematik ve özellikle astromoni’de önemli eğitim kurumlarından biri olan Medrese tek katlı olarak sille taşından yapılmıştır.

7- 80 Binde Devri alem

80 Binde Devrialem
80 Binde Devrialem

Konya’nın merkez Meram İlçe Belediyesi tarafından yapılan ve Konya turizmine önemli katkı sağlayan 80 Binde Devr-i Alem Park 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda hizmete açılmış. Park 3 bölümden oluşuyor. Bunlardan birincisi, içerisinde hareketli ve sesli  50 farklı dinozorun bulunduğu T’rex Parkı. Ikincisi Masal Dünyasını andıran Pamuk Şekeri Parkı , Üçüncüsü ise Tarihi ve Kültürel Mirası yansıtan ve yaklaşık 120 adet minyatürden oluşan Cihan-ı Türk parkıdır.(Istanbuldan Miniatürk’ü bilenler buraya benziyor desek yanlış olmamış olur)

8- Alaaddin Tepesi

Alaaddin Tepesi
Alaaddin Tepesi

Alaaddin Tepesi, genelde ova şeklinde bir yerleşimi olan Konya’nın en yüksek tepesidir. Burada Alaaddin Keykubat Kılıç Arslan ve daha bir çok önemli zatın türbesinin bulunmaktadır. Ayrıca Alaaddin camii de bu tepede yer almaktadır. Genelde düz bir zemin üzerine kurulu Konya’nın en yüksek tepesi diyebiliriz.

9- Şems-i Tebrizi Türbesi

Şems Tebrizi Türbesi
Şems Tebrizi Türbesi

İslam alimi ve mutasavvıf. Mevlânâ Celâleddîn Rûmî’nin gönül dünyasında büyük değişikliklere sebep olan ve Mevlânâ tarafından yazılan ilâhî aşk şiirlerinden oluşan “Dîvân-ı Şems-î Tebrîzî” adındaki nazım eser sayesinde tanınan çok kuvvetli bir din âlimidir.

 10- Konya Lezzet Durakları

Konya Lezzet Durakları
Konya Lezzet Durakları

Konya’ya gelmişken midenize de güzel bir bayram ettirebilirsiniz. Konya genelde en lezzetli et yemeklerinin yapıldığı yerlerden biri desek kesinlikle abartmamış oluruz . Konya’nın en meşhur yemeklerine gelince  Etli Ekmek , Bamya çorbası , Tirit , kurufasulye gibi çeşitleri sayabiliriz. Etli Ekmeği Havzan, Bolu lokantası veya Cemo’da yiyebilirsiniz. Tirit için ise en meşhur adres: Tiritçi Mithat. Kurufasulyeyi de Kurufasulyeci Mehmet Ağa’da mutlaka yemenizi tavsiye ediyoruz.

Hem bu harika coğrafyayyı bize hissettiren hem de güzel anılarla dönmemizi sağlayan Gezimanya ve Selçuklu Belediyesine çok teşekkür ederiz.

Ayrıca Konya Gezi Rehberi yazımıza linkinden ulaşabilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir